DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Aile romanları geleneği, mutluluğu değil, mutsuzluk ve çöküşü gösterdiği ölçüde ilginç ürünler çıkarabildi. Tolstoy’un iki büyük romanındaki epeyce 'ideolojik' ve mecburi görünen orta yol arayışları sadece bu romanlara zarar vermekle kalmıştır (Anna Karenina’nın çok zeki açılış cümlesine sonunda ihanet etmek pahasına). Aile romanı deyince akla Tolstoy’un değil de Buddenbrooklar’ın (1901) gelmesi de bundandır.”
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
Ercan Arslan’ın Ferit Edgü’nün Cahil aforizmalarından yola çıkarak gerçekleştirdiği resimleri, Elvin Eroğlu ve Burak Fidan küratörlüğünde Kıraathane İstanbul'da izleyicilerle buluşturan “Cahil” sergisi üzerine küratörlerle ve Ercan Arslan'la bir söyleşi...
“Başlarda, birinci kuşağın iki ana karakterinin serüvenleri sadece kalın çizgileriyle, hatta resimden çok deseni andıran bir tutumluluk ve abartısızlıkla sunuluyordu. Karakterlerin deneyimlerini, iç hayatlarını değil, başlarına gelen olayları görüyorduk daha çok, bu olayların taşıyıcısı konumundaydılar, Brecht’in tiyatrosundaki gibi. Ya da Giotto’nun resimlerindeki gibi. Ama ikinci kuşağın hayatı başlayınca ebeveynin portreleri de kuvvet ve belirginlik kazanmaya başlar. Desenin yerini resim alır.”
"Sadece yazıyorum, bundan başka amacım yok. Refleks gibi daha çok… O nedenle ne anlatayım, nelere değineyim, bu sefer neler farklı olsun diye düşünmüyorum, düşünemiyorum; düşündüğüm noktada metnin akışı da sekteye uğrayıp başka bir şeye dönüşüyor, hikâyeyi eksiltiyor."
“Hayat zenginleşiyor ve çeşitleniyor, tabii sorunlar da zenginleşiyor ve çeşitleniyor ama bizim öyle biçilmiş bir siyasetimiz var ki yeni bilgi ve yeni insan oraya giremiyor. O nedenle de siyaset Türkiye’de daraldı. Politika da erbabının değil, politika esnafının eline kaldı.”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.